Anasayfa » Yazılarım » Evvel Zaman İçinde » Nazım Hikmet 3 Haziran 1963 Tarihinden Önce De Öldü

NAZIM HİKMET
3 HAZİRAN 1963 TARİHİNDEN
DAHA ÖNCE DE ÖLMÜŞTÜ

Nazım hikmet 3 Haziran 1963 tarihinde hayata son kez gözlerini yumdu

Hepimiz Nazım Hikmet’in ölüm tarihini 3 Haziran 1963 olarak biliriz.

Ama işin aslı,

Büyük şair bu tarihten on yıl önce de ölmüştü.

Bir üst cümlede bilerek “önce de” olarak kullandım,

Çünkü,

Dilimizde “dahi” anlamındaki “-de/-da” ekleri ayrı yazılır.

Biraz kafalar karışmış olabilir.

Yine de,

Birkaç sorum olacak sizlere…

Bir kişinin hayata gözlerini yumması ile ilgili dikkate alınması gereken “ilk ölüm tarihi” mi,

Yoksa,

Son ölüm tarihi mi olmalı?

Bir İnsan Kaç Kere Ölebilir?

Nazım hikmet 3 Haziran 1963 tarihinde hayata son kez gözlerini yumdu

Sizi temin ederim, mecazi bir anlam yüklemesi ya da kelime oyunu yapmıyorum.

Eğer,

Ölmek kelimesine yüklediğimiz anlam kalbin ve solunumun durması ise,

Ki bu duruma kardiyopulmoner arrest diyoruz,

Birden çok kere ölmek mümkündür!!!

Demem o ki,

Almanız gereken nefes istihkakını tamamlamamışsanız,

Kader planınız nihayetlenmemişse,

Başarılı bir tıbbi müdahale ile kardiyopulmoner arrest sonrasında dahi hayata kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Tıpkı Nazım Hikmet Ran örneğinde olduğu gibi…

Nazım Hikmet 3 Haziran 1963 Tarihinden 10 Yıl Önce Neden Öldü?

Nazım Hikmet neden öldü, nasıl öldü gibi sorular hep gündemde kalmıştır.

Aslında bu soruların tek bir cevabı yok…

Nazım cezaevi yıllarından itibaren tanışık olduğu kalp hastalığı nedeniyle zaten ciddi sağlık sorunları yaşıyordu.

Nazım hikmet 3 Haziran 1963 tarihinde hayata son kez gözlerini yumdu

Zor koşullar ve kaçak / sürgünde bir yaşamın üzerine,

Doktorlarının tüm uyarılarına rağmen sigara, alkol ve düzensiz bir yaşam tarzından vazgeçememiş olması tüm mevcut sıkıntılara tuz biber oluyordu.

Nazım Hikmet, Peredelkino’daki evinde 1953 yılının Nisan ayında ikinci kalp krizini geçirdi.

O esnada hayat arkadaşı Galina Grigoryevna Kolesnikova idi,

Ve,

O bir doktordu…

Korkulan Olur...

Galina’nın gözlerinin önünde Nazım’ın nabzı durmuştu, nefes almıyordu.

Yani,

Nazım Hikmet Ran ölmüştü!!!

En yakın hastane evlerine 30 dakikalık mesafedeydi,

Ve,

Bu nereden baksan Nazım Hikmet’e bir saatten önce müdahale edilemeyeceği anlamına geliyordu.

Halbuki bu kadar zamanları yoktu…

Galina büyük bir cesaretle aşık olduğu adamın kalbine adrenalin dolu enjektörü sapladı,

Kalp masajı ve suni solunuma başladı.

Galina tam anlamıyla Nazım Hikmet’e bir hayat öpücüğü vermişti,

Çünkü,

Ambulans geldiğinde büyük şair artık nefes alıyordu ve kendisine gelmişti.

Nazım hikmet hayata son kez gözlerini yumdu

Nazım Hikmet’in Vasiyeti

Nazım Hikmet için “top tam kale çizginin üzerinden çıkarıldı” ifadesini kullanmak çok da hatalı olmaz.

Ölüm – kalım arasındaki bu gitgelin ardından, dört ay süreyle Barvikha Sanatoryumunda kalır.

İşe Vasiyet şiirini de burada kaleme alır…

Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü

Ölürsem kurtuluştan önce yani

Alıp götürün Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani

Öyle gibi de görünüyor

Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni

Ve de uyarına gelirse

Tepemde bir de çınar olursa

Taş maş da istemez hani…

Nazım Hikmet’in Son Aşkı

Nazım ve Vera Tulyakova

Takvimler 1958’i gösterdiğinde Nazım Hikmet yeni bir aşka yelken açar.

Kendisinden otuz yaş küçük olan Vera’sına,

Vera Tulyakova’ya kaptırmıştır bu sefer gönlünü.

Doktorlar “Bu kalple aşık olursan ancak 3 yıl yaşarsın” derler.

O da tercihini 3 yıldan,

Yani,

Dolu dolu aşkla yaşamaktan yana kullanır.

O günden sonra da tam olarak 3 yıl 4 ay yaşayacaktır…

Vera Tulyakova

Gerçi…

10 Eylül 1961’de yazdığı şiirinde ölümü artık çok yakınında hissettiği net bir şekilde görünmektedir:

Geliyor sıram

Ansızın atlayacağım boşluğa

Ne çürüyen etimden haberim olacak

Ne gözlerimin çukurunda dolaşan böceklerden

Durup dinlenmeden ölümü düşünüyorum

Sıram yakın demek…

3 Haziran 1963

Nazım hikmet 3 Haziran 1963 tarihinde hayata son kez gözlerini yumdu

Bir pazartesi sabahı,

Takvim yaprakları 3 Haziran 1963’ü gösteriyordu…

Nazım Hikmet hergün olduğu gibi o sabah da erkenden uyanır,

Vera’yı uyandırmamaya özen göstererek yatağından doğrulur,

Günlük gazetesini almak için kapının dışındaki posta kutusuna yönlenir.

Ve…

Birdenbire dizleri çözülüp yere yığılıkalır…

Geri dönmekte geciktiği için Vera meraklanıp kapıya gidince Nazım Hikmet’i mektuplarla gazetelerin arasında yerde yatarken görür.

Acilen ambulans çağırır,

Ama,

İlk yardım ekibi geldiğinde Nazım Hikmet Ran çoktan göçmüştür bu dünyadan…

Defin işlemleri için pasaportunu bulmak amacıyla kocasının ceketinin ceplerini karıştıran Vera,

İç cepte,

Tam da kalbinin hizasında kendi fotoğrafıyla karşılaşır.

Nazım Hikmet fotoğrafın arkasında sekiz satırlık bir şiir bırakmıştır son aşkına:

Gelsene dedi bana

Kalsana dedi bana

Gülsene dedi bana

Ölsene dedi bana

Geldim

Kaldım

Güldüm 

Öldüm…

Bu yazıyı paylaşabilirisiniz:
PaylaşıYorum'dan Haberiniz Olsun...

Yolculuğumda benimle yarenlik etmek ve yeni paylaşımlarımdan haberdar olmak isterseniz beni takip edebilirsiniz

Diğer 67 bin aboneye katılın

İlgili Yazılar:

PaylaşıYorum'dan Son Yazılar:

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top