YAPAY TATLANDIRICILAR
VE
ACI GERÇEKLER
Yapay tatlandırıcılar tatlı lezzeti taklit eden, ancak şekerin sağlığımıza zarar verdiği düşünülen kalorileri içermeyen kimyasal maddelerdir. Esasen yapay tatlandırıcılar (özellikle de aspartam) “diyet”, “light” veya “şekersiz” olarak raflarda yerini alan tüm yiyecek ve içeceklerde mevcut. Daha önemlisi, bilimsel çalışmalar yapay tatlandırıcıların kanser riski, diyabet riski ve kardiyovasküler hastalık riski artışı ile ilişkili olduğunu işaret ediyor.
İşin aslı yapay tatlandırıcıları şekerin sağlıklı bir alternatifi ve kilo kaybı aracı olarak pazarlıyorlar.
Ancak bilim insanlarının çalışmaları,
Açıkçası işin aslının hiç de öyle olmadığını,
Hedeflenen olumlu etkilerin uygulamadaki sonuçlara pek de o kadar yansımadığını gösteriyor.
Bu yazıda, yapay tatlandırıcılar ve sağlık riskleri ile ilgili güncel bilimsel verileri bulacaksınız.
Yapay Tatlandırıcıların Sağlık Riski
Geniş bir yelpazeye sahip olan yapay tatlandırıcılar şekerden 200 ila 20.000 kat daha tatlıdır.
Ancak,
Neredeyse hiç kalori içermezler.
Bu nedenle çok az miktarda kullandıkları yapay tatlandırıcılar ile, üreticiler formüllerine lezzete bağlı ek kalori yükü getirmeksizin oldukça tatlı sonuçlar elde ediyor.
Bu hipotez kulağa hoş, akla ve mantığa da doğru geliyor olsa da,
Bilimsel çalışmalar, gerçek yaşam deneyiminde aslında işlerin biraz daha farklı tezahür ettiğini işaret ediyor.
Özetlemek gerekirse yapay tatlandırıcılar, tıpkı sofra şekeri gibi tat tomurcuklarındaki hücreleri uyarır,
Ardından da beynimize şeker gibi tatlı bir şeyin vücuda girdiğine dair sinyaller iletilir.
Sonuç itibariyle,
Bilim insanları yapay tatlandırıcılar doğal şekerlere göre çok daha fazla tat yoğunluğuna sahip olduğu için kişinin (ve tat tomurcuklarının) aşırı tatlı şeylere alıştığını,
Buna paralel olarak, meyveler gibi doğal tatlı yiyeceklerin tadını değiştirebileceğini ve tam tahıl veya sebzeler gibi hafifçe acı olabilecek sağlıklı yiyeceklerin tadını azaltabileceğini belirtiyorlar.
Yapay Tatlandırıcıların Diyabet Riski
Başlangıçta yapay tatlandırıcılar aşırı kilolu ve obez bireylere, kalori alımını azaltmak için sağlıklı bir alternatif olarak sunuldu.
Ancak birçok farklı bilimsel çalışma,
Yapay tatlandırıcı tüketiminin beyindeki tokluk hissini düzenleyen mekanizmaları bozduğunu ve buna paralel olarak kilo alımını bilakis kolaylaştırdığını gösterdi.
Physiology & Behavior’da yayımlanan önemli çalışmada yapay tatlandırıcıların normal bağırsak mikrobiyotasını değiştirdiği,
Bu durumun da kilo alımı, obezite, diyabet ve metabolik sendroma yol açabileceği bilgisi yer alıyor.
Çok saygın tıp dergileri arasında yer alan Nature’daki başka bir çalışma da benzer bulgulara ulaşmış.
Bu yayında da sakarin, sukraloz ve aspartam gibi yapay tatlandırıcıların düzenli tüketiminin barsak mikrobiyotasını bozduğu,
Ve,
Diyabet öncüsü olarak kabul edilen insülin direncinde artışa neden olduğu yer alıyor.
Diğer Çalışmalar
Yine bir diğer çalışma verileri ise yapay tatlandırıcıların kan-beyin bariyerini geçebileceğini,
Beynin hafızası olarak adlandırabileceğimiz hipokampus fonksiyonunu bozabileceğini,
Ve,
Sonuç olarak iştah kontrolünü düzensizleştirerek, gıda alımını teşvik edebileceğini işaret ediyor.
Özetle,
Yapay tatlandırıcıların diyabet riski artışı ile ilişkili olduğu ortaya çıkıyor…
Aslında bu bulguları farkında olalım ya da olmayalım, hepimiz bizzat deneyimliyoruz,
Nasıl mı?
Yemek ile birlikte gazlı diyet içecek tükettiğinizde normalden daha fazla yediğinizi,
Ve,
Yemekten kısa bir süre sonra tekrar acıktığınızı,
Ve dahi,
Canınızın yine bir şeyler yemek istediğini hiç fark etmediniz mi?
Yukarıdaki mekanizmaların pratiğe yansıması tam olarak da işte bu şekilde oluyor…
Yapay Tatlandırıcıların Kardiyovasküler Riski
Yukarıda bahsetmiş olduğum kilo alımı, insülin direnci ve diyabet gelişimine ek olarak,
Yapay tatlandırıcıların kardiyovasküler hastalık riskini hipertansiyona neden olarak yükseltebileceğine dair veriler de mevcut…
Ancak kanıt değeri en güçlü veriye 100.000’den fazla kişinin yaklaşık 8 yıl boyunca takip edildiği Fransız NutriNet-Santé kohortundan ulaşıyoruz.
Bu çalışmanın bulguları, yapay tatlandırıcıların kardiyovasküler hastalık riski için %9’luk bir artışa işaret ediyor.
Bitmedi…
Ek olarak inme ve diğer serebrovasküler hastalıkların riskini ise %18 artırıyor.
Özellikle eski jenerasyon olan asesülfam ile kalp krizi riski %40, sukraloz ile %31 artıyor.
Diğer bir taraftan aspartam tüketimi ise beyin damar hastalığı riskinde %17 artışa neden oluyor.
İspanya Kardiyoloji Derneği ile İç Hastalıkları Derneğinin ortak yürüttüğü bir gözlemsel çalışma ise daha çok yeni, Temmuz 2023’de Current Opinion in Cardiology‘de yayınlandı.
Bu çalışmanın bulguları biraz daha ürkütücü açıkçası…
Kardiyovasküler Risk Artışı
Özetle bu çalışma,
Yaygın kullanılması durumunda yapay tatlandırıcıların diyabet riski için %18 ile %24 arasında,
Metabolik sendrom riski için ise %44’e kadar varan bir artışa neden olduğunu ortaya çıkardı.
Çalışmada yer alan bilim insanları yapay tatlandırıcılar ile tetiklenen nörohormonal bozuklukların iştahı etkilediğini ve tokluk hissinin anormal derecede geciktiğini belirterek,
Öte yandan,
Pankreastan aşırı insülin salgılanmasına neden oldukları için bu durumun uzun vadede diyabete yol açan metabolik bozuklukları teşvik edeceği şeklinde bir açıklama yapıyorlar.
Yapay Tatlandırıcıların Kanser Riski
Yılladır yapay tatlandırıcıların kanser riski üzerine etkileri hakkında da bilimsel araştırmalar yapılıyor.
Aslında, 1970’lerde aspartamın kanserojen olduğu iddiaları ortaya atıldı,
Ancak sonradan bu iddialar geçersiz kılındı,
Ve,
Önerilen dozların aşılmaması koşuluyla aspartam güvenli olarak kabul edildi.
Hal böyleyken,
Bazı çalışmalar, fareler üzerinde yüksek dozlarda kullanılan yapay tatlandırıcıların kanser riskinde artışa neden olabileceğini göstermiştir.
Buna karşılık,
İnsanlarda bu tür bir etkinin gerçekleşip gerçekleşmediği henüz hala belirsiz.
Gelelim yapay tatlandırıcılar üzerine yapılan en büyük ve en uzun süreli Nutri-Santé Çalışmasına…
Bu çalışmanın yapay tatlandırıcıların kanser riski üzerine yapılan değerlendirmesinde,
Özellikle aspartam ve asesülfam gibi yapay tatlandırıcıları yüksek oranda tüketen kişilerde, tüketmeyenlere kıyasla genel kanser riski %13 daha yüksek çıkmış.
Ek olarak,
Daha yüksek aspartam tüketimi, yapay tatlandırıcı tüketmemeye kıyasla meme kanseri riskinde %22 ve obezite ile ilişkili kanser riskinde %15 artışa neden oluyor.
Tekrar hatırlarmak gerekirse,
- Şekersiz
- Diet
- Zero
- Light
formlar olarak pazara verilen rafine ürünlerin hemen hemen tamamı yapay tatlandırıcı olarak aspartam içeriyor.
Yapay Tatlandırıcılar İle İlgili Panik Yapmalı Mıyız?
Amerikan Kanser Derneği ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kuruluşlar, yapay tatlandırıcıların önerilen dozlarda kullanımının dozlarda güvenlik endişesinin büyük bir sorun olmadığını
Ve,
İnsanlarda kansere yol açma riskinin düşük olduğunu belirtiyor.
Bununla birlikte,
Dünya Sağlık Örgütünün kanser araştırma ajansı olan IARC (International Agency for Research on Cancer) aspartamı insanlar için “muhtemelen kanserojen” (Grup 2B) olarak sınıflandırdı.
Ek olarak,
Bu kararın kansere yol açma olasılığı değil, insanlarda kansere neden olabilme olasılığına dayandığını belirttiler.
Ancak,
Bu konu hakkında daha fazla araştırma yapılması gerektiği de bir gerçek…
Ez Cümle...
Yapay tatlandırıcılar, şekerin iyi bir alternatifi gibi gözükebilir.
Bununla birlikte,
Kendi potansiyel risklerini de beraberlerinde getirirler!!!
İşin aslı,
Yapay tatlandırıcıların şeker için mükemmel bir ikame olmadığını, aynen şeker gibi kendi potansiyel risklerini de beraberinde getirdiğini akıldan çıkartmamak gerekiyor.
Yapay tatlandırıcılar ile tüm bu olumsuz verilere rağmen, hala şekerin daha az zararlı olduğunu söylemek mümkün değil.
Peki o halde ne yapmalı sorusuna ise şimdilik en ideal cevap her ikisinden de uzaklaşmaktır.
Ancak bu durum tatlı seven birçok kişi için çekici olmayacaktır.
Bu nedenle en azından meşrubatlardan (normal veya diyet) vazgeçmek iyi bir başlangıç olacaktır.
Unutmayın,
Bilim hala bu konuda çalışmalarını sürdürüyor ve yapay tatlandırıcıların etkilerini daha iyi anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Bu süreç esnasında da kendi sağlığınıza dikkat etmek ve bilinçli tercihler yapmak her zaman en iyisi!
Doğal olandan uzaklaştıkça öngöremediğimiz birçok sorun ile karşılaşıyoruz…
Hiç bir şey göründüğü gibi değildir. İşin özeti doğal olan her zaman en iyisindir.