Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, 1821 yılında Moskova’da dünyaya gelen ve Saint Petersburg’da 1881’de gözlerini son kez kapayan zaman ve mekân ötesi evrensel bir yazar…
Gerçi günümüzde daha ziyade,
Hâkî renkte bol ceket ve kızıl sakallı fotoğrafının üzerine birkaç fiyakalı cümlenin yapıştırıldığı internet içeriklerinin kartvizit karakteri olarak biliniyor.
Dostoyevski ile ilgili olarak yukarıdaki son cümleyi kurunca eski bir şehir efsanesi aklıma geliverdi birden…
Rivayet olunur ki,
Bir panelde Duygu Asena, Nazım Hikmet için “kartpostal şairi” ifadesini kullanmış,
Ve,
Bunun üzerine dinleyiciler arasında olan Can Yücel de hışımla ayağa kalkar ve söz alarak:
“Hanım, hanım…
Kart sensin, postal da sana girsin” demiş(miş)…
Böyle bir olay gerçekte hiç yaşanmamasına rağmen,
Belki hikâyeye atfedilen Can Yücel karakterlerin bu mizansene uygun olmasından,
Belki de içerisinde barındırdığı hazır cevaplılığa ek olarak,
Subliminal olarak Nazım Usta’yı yüceltiyor olmasından mıdır bilinmez,
Ancak bir şekilde toplumsal hafızada bir şekilde yer etmiştir.
Defaatle düzeltildiği ve tekzip edildiği halde kolektif bilinçte kendine münhasır bir yer edinmesi ilginç, lakin hiç de nadir olmayan bir durumdur.
Bu yazıda,
Yukarıda bahsettiğim toplumsal bilinç yanılsamasını açıklayan Mandela Etkisi ile başlayıp,
Şair Ece Ayhan’da durak yaparak,
Dostoyevski ‘nin zulüm üzerine yaptığı tespite uzanan ilginç anekdotlar silsilesini bulacaksınız.