Anasayfa » Yazılarım » Evvel Zaman İçinde » Renault 12 Toros: Bir Dağ Keçisi Hikayesi

RENAULT 12 TOROS 'U
HATIRLADINIZ MI?

Renault 12 Toros nam-ı diğer dağ keçisi reno

Renault 12 Toros ‘u ya da halk arasındaki yaygın adıyla “Dağ Keçisi Reno” ‘yu hatırladınız mı?

Hani hepimizin bildiği Toros taksiden bahsediyorum.

Bu esnada Z kuşağı için bir açıklama yapmam gerek sanırım;

Taksi dediğimde bugünkü gibi hemen aklınıza sarı renkli ticari olanlar gelmesin.

Canlar bir zamanlar bu memlekette otomobillere taksi derdik biz.

Neden diye soracak olursanız, işte onun cevabı hiç kimsede yok…

Bu esnada yıl olmuş 2024, biz elektrikli araçların menzilini konuşurken belki de nereden çıktı şimdi Renault 12 Toros demişsinizdir. 

Açıkçası ekşi sözlükte gezinirken gördüm bu konuyu, hatıralarım canlandı ve paylaşmak istedim.

Bu yazı yaşı otuzun üzerinde olanlar için bir hafıza tazeleme; daha gençler için ise geçmişten bir kuple olacaktır…

Renault 12 Toros nam-ı diğer dağ keçisi reno
Nostaljik Reklamlar- https://forum.donanimhaber.com

OYAK ve Renault İş Birliği

1970’li yıllarda OYAK ile Fransızların ünlü otomotiv firması Renault, iş birliği yaparak Bursa’da bir fabrika kurar.

OYAK nedir bilmeyenler için…

Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun baş harflerinden oluşturulmuş bir isim olup, 1961’de kurulan TSK mensuplarının yardımlaşma ve emeklilik fonudur.

İşte bu OYAK – Renault birleşmesi ile kelimenin tam anlamıyla Türkiye’de hayat değişti desek pek abartı olmaz.

Renault 12 Toros nam-ı diğer dağ keçisi reno
Nostaljik Reklamlar- https://forum.donanimhaber.com

Bütün devlet kurumları, meclis ve askeri birlikler bir anda Renault 12 model araçlarla doldu.

Hatırlasanıza,

Devlete ait araçların ön kapılarının alt kısmında “Resmi Hizmete Mahsustur” yazardı.

Renault 12 ‘ler vatandaşın kullanımı dışında, hemen hemen tüm resmi kurumlara makam ve hizmet aracı olarak tahsis edilmişti.

Renault 12 model otomobiller iki tip kasayla üretiliyordu:

  • Binek 
  • Station wagon, ya da nam-ı diğer “steyşın”

Steyşın modeller yüksek hacimli bagaja ihtiyacı olanların, yük taşıyanların ve geniş ailelerin bir anda vazgeçilmezi oluverdi.

Renault 12 ‘ler 1989 yılına değin Türk insanına dört vitesli şanzıman ile hizmet ederken, 

Bu tarihten sonra ise beş vitesli Renault Toros ismiyle piyasaya sürülünce, resmen bir talep patlaması yaşandı.

Renault 12 Demek Zordu, Biz Ona Reno Derdik

İlk çıktığında “dürbünlü torpido” adı verilen devir saati ve kilometre saati ayrı yuvarlak bir gösterge panelli ve tek bütün farları vardı.

Açıkçası o gün için farklı ve alışılmışın dışında bir tasarımdı.

Ha bu arada piyasada zaten kaç çeşit araba var derseniz de sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi tabii ki…

Emniyet kemerleri makaralı bile değildi; dürüp büküp kafa hizasında orta direğe takmak gerekiyordu.

Lakin,

Zaten kullanılmadığı için zahmetli bir işlem olarak hiç görülmedi.

Hatta o günlerde emniyet kemeri takana, sanki bir acayiplik varmış gibi bakılırdı…

Bu esnada Renault olarak yazıyorum,

Her ne kadar doğrusu bu da olsa, Renault 12 Toros bu halkın hafızasında “RENO” olarak yer etmiştir.

Bir de…

Görmeden sesinden rahatlıkla tanırdık onu; 

Kimin geldiğini bilmesek de bilirdik ki o kişi bir Reno ile gelmiş.

Renault 12 Toros

Renault 12 Toros ‘lar beyaz, krem, lacivert, kırmızı, çimen yeşili, limon sarısı, hatta turuncu renklerle karşımıza çıktılar.

Farkında mısınız son zamanlarda hayatımız ne kadar ruhsuz renklere hapsedildi;

“Dünya Renk Kaybediyor, Farkında Mısınız?” başlıklı yazımda bu durumun nedenleri üzerine epeyce detaylı bir analiz yapmıştım,  

Merak edenler buradan ulaşabilir.

Siyah renk ise sadece resmi kurumlar için üretilmekteydi; hatta halkın arabasını siyaha boyatması yasaktı.

Tabii o dönemlerde ticari taksilerde sarı renk zorunluluğu olmadığı için, gökkuşağının her renginde Reno ‘lar durakları süslemekteydi.

Yükle-bagajla uğraşmak istemeyen taksiciler binek Reno ile yolcu taşırken,

Yükü olan yolcular ise Steyşın Reno ‘ları tercih ederdi.

Renault 12 İçin Boşuna Dağ Keçisi Denmiyordu...

Renault 12 Toros ‘lar özellikle kötü yollar,

Hatta sırf insanlar ona yol dediği için kendisini yol zanneden patikalar,

Ve,

Kışın karlı zeminler çok avantajlıydı.

önden çekişli renault 12 toros
Nostaljik Reklamlar- https://forum.donanimhaber.com

Önden çekişli olduğundan kar çamur demeden yolları zorlanmadan çıkardı;

Zaten bu nedenle Renault 12 Toros ‘lara “Dağ Keçisi” lakabı takılmıştı.

Hatta ona Anadolu’da dağda, kırda, bayırda “modern katır” niyetine kullanılan araba desek hiç yalan olmaz.

Hani olmaz ya baktın çıkışta zorlandı,

Ön kaputun üzerine bir iki kişi oturtulur, 

Ve,

Bu şekilde ön lastiklere verilen ağırlık ile en dik rampalar bile kolaylıkla çıkılırdı.

Fiyakalı Reno

Vesselam Renault 12 ‘ler zamanının fiyakalı arabasıydı…

O yıllarda doktorun, avukatın, hakimin dahi altında göreceğiniz araç binek bir Reno idi…

Peki bir aracın doktora ait olduğunu nasıl anlardık?

Hatırlayın, aracın ön camının sağ kısmında sağlık sembolü olan meşaleye dolanmış yılan logosu olurdu…

Geçmişte daha mı dürüsttük acaba?

Kırtasiyelerde bile satılıyor olmasına rağmen nedense doktor olmayanlar bu sticker ’ı kullanmazdı.

Lakin bazı uyanık galericilerin, araçları daha kolay satmak için cama yapıştırdığı ve “Doktordan temiz / Doktordan az kullanılmış” sloganı ile satışa çıkardığı olurdu.

Fiyaka Kelimesinin Kökeni

Fiyaka, dilimize Fransızca “fiacre” yani “bir tür at arabası” kelimesinden geçmiş.

Demek ki,

Günümüzde “gösterişli, cakalı” anlamında kullandığımız bu sözcük, eskiden at arabası olan kişilere yapılan bir yüceltme sıfatıymış.

Reno 'yu Satmak Çok Kolaydır

Araçların kilometre sayaçları 99.999 olduktan sonra sıfırlanır ve yeniden başlardı.

Alıcılar o yüzden, aslında alacağı cevabı bile bile “yüz bini devirdi mi?” diye sorarlardı.

Bazen araba ikinci belki de üçüncü yüz bine doğru ilerlerken,

Satıcı yalan konuşur “henüz yüz bini devirmedi” diye yanıltırdı; çünkü bunun ispatı mümkün değildi…

Ha bir de kilometre sayacı ile de oynanabiliyordu; hemen hemen her sanayi çarşısında gizli kapaklı bu işlemi yapanlar olurdu…

Kilometresi az, temiz ve bakımlı araçta bir de “Pioneer”, pardon “paynır” teyp varsa,

İşte o emsalsiz sayılır; herkes o arabayı plakasıyla birlikte ezberlerdi.

Hele hele bir de çelik jant takıldığında, Renault 12 Toros taksiler altın değerinde olurdu…

Bu esnada,

Türk insanı genelde arabayı başkası için satın alır!!!

Aman eskimesin, kilometre yapmasın, çizilmesin, kirlenmesin ve satarken iyi bir fiyata gitsin düşüncesi yüzünden,

Ya senden sonraki sahibine büyük kıyak çekmiş olursun,

Ya da o çok araba kapı önlerinde, şanslıysa garaj köşelerinde yatmaktan çürür.

İşte bu genelleme en çok da Renault 12 Toros ve Murat 124- Murat 131 için geçerliydi.

Böbrek Şeklindeki Tek Kapı Kolu

Renault 12 Toros ‘un camlarını açmak için kapı içindeki kolu epeyce bir döndürmek gerekirdi.

Ancak nedense o dönemin arabalarında arka camlar sadece yarım açılır,

Ve,

Ne hikmetse Reno ‘ların cam kollarından en az biri mutlaka arızalı olurdu.

Hatta zaman zaman bu cam kolları yamulur, her çevrilişte kapı döşemesini parçalardı.

Gerçi zaman zaman dediysem, aslında sıklıkla…

Renault 12 Toros
"Dağ Keçisi" Renault 12 Toros 'un 60 Yıllık Öyküsü - https://www.webtekno.com

Ancak…

Belki de en efsane parçası böbrek şeklindeki kapı koludur…

Ve esasen gayet de ergonomik bir kapı kilididir,

Pek tabii ki eğer çalışıyorsa…

Bir de…

Bir arabanın kapı, kontak ve benzin depo anahtarının bazen diğer arabaları açtığı da olurdu.

Rahmetli Renault 12

Teknolojinin gelişmesi, yeni ve daha donanımlı modellerin piyasaya sunulması,  globalleşen dünyanın getirdiği kolay erişim ve de belki de şehirlileşme sonucu,

Dağ Keçisi Renault 12 Toros ‘ların satışları doğal olarak azaldı.

2002 yılında üretimi durunca, elde kalanlar da muhtemelen kırsal bölgeler ağırlıklı olmak üzere yurdun dört bir yanına dağıldılar.

Bir zamanlar trafikteki araçların yarıya yakınını oluşturan Reno ‘lar artık neredeyse hepten kayboldular.

Ama anıları geçmişimizi hatırımıza getirdiği için, muhtemelen o dönemlere şahitlik etmiş hemen herkeste saklı ve yaşıyor.

reno

Bu esnada…

Renault 12 Toros ‘ların sağlamlığı, dayanıklılığı ve zor şartlarla eşsiz mücadele edebilme yeteneği ilginç bir şekilde onu hala değerli kılıyor.

Bu yazıyı hazırlarken kontrol ettim,

Örneğin 1999 model Toros ‘lar bile şu an 450-500 bin TL bandında,

İlanlara bakarsan hepsi temiz; araba 25 yaşında ama ne hikmetse hepsi 50-60 bin kilometre bandında!!!

Hatta 1999 model 10 bin km de olanı da var, sahibinden satış fiyatı 600 TL!!!

Tabi yersen…

Bu yazıyı paylaşabilirisiniz:
PaylaşıYorum'dan Haberiniz Olsun...

Yolculuğumda benimle yarenlik etmek ve yeni paylaşımlarımdan haberdar olmak isterseniz beni takip edebilirsiniz

Diğer 66 bin aboneye katılın

İlgili Yazılar:

PaylaşıYorum'dan Son Yazılar:

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top