Anasayfa » Yazılarım » Düşündüren Yazılar » Michelin Adam Olabilmek Hiç De Kolay Bir Şey Değil

MICHELIN ADAM OLABİLMEK
HİÇ DE KOLAY BİR ŞEY DEĞİL

michelin adam - bibendum

Michelin Adam, ya da doğru adıyla Bibendum, reklamcılığın en eski ve marka değeri en yüksek logolarından biri olarak kabul edilir.

Tasarım açısından sıra dışı bir figür olarak kabul edilse de,

Esasen yalnızca lastiklerden yapılmış oldukça tuhaf bir karakter olsa da,

Michelin markası açısından oldukça neşeli ve daha önemlisi meşhur bir maskot olduğu su götürmez bir gerçek…

Bir Michelin Adam Hiç De Kolay Olunmuyor

Michelin Adam (Bibendum), reklamcılığın en eski ve marka değeri en yüksek logolarından birisidir.

Tasarım açısından sıra dışı bir figür,

Hatta esasen yalnızca lastiklerden oluşan oldukça tuhaf bir karakter de olsa,

Michelin markası açısından oldukça neşeli,

Ve daha önemlisi,

Meşhur bir maskot olduğu su götürmez bir gerçek…

  • Hedef müşteri kitlesini iyi segmente etme
  • Müşteri ihtiyaç ve beklentisini anlama
  • Ticari konumlandırma mesajlarını onun aracılığıyla iletme
  • Markayı asıl uzmanlık alanı dışına taşıyarak farklı bir paydaş değer yaratma
  • Zamana – koşullara – dinamiklere göre evrimleşebilme gibi özelliklerini üst üste koyduğumuzda Michelin Adam hikayesi, örnek alınacak bir pazarlama dersine dönüşüyor.

Michelin Adam Konseptinin Doğuşu

Michelin Adamı, şirketi kuran kardeşler Edouard ve André Michelin tasarlamış…

Fikrin doğuş hikayesi ise oldukça enteresan:

Fransa’nın Lyon kentinde 1894 yılındaki bir otomobil fuarında üst üste istiflenmiş bir lastik yığını fark eden Edouard, André’ye bunun kolları ve bacakları olmayan bir adama benzediğini söyler.

Nihayetinde,

Bu görüntüden esinlenilen Michelin Adam, birkaç yıl içerisinde dünyaya gözlerini açar.

Hemen hemen herkesin tanıdığı beyaz tenli maskotun adı aslında Bibendum,

Ya da kısaca Bib…

Bibendum, Latince “Nunc est bibendum”,

Yani “şimdi içme zamanı” tamlamasından köken almış.

Günümüzde içki içmek ve araba kullanmak tezat bir ilişki temsil ediyor,

Lakin,

1900’lerin başında bunun o kadar da önemli bir sorun olmadığını akıldan çıkarmamak gerek.

Michelin Adam İlk Günlerinde Tamamen Farklı Görünüyordu

Bugünkü haliyle kıyaslayacak olursak Michelin Adam bir zamanlar biraz ürkütücü, 

Mumya benzeri bir figürü andırıyor,

Ve,

Reklamlarında genellikle “Nunc est Bibendum” (şimdi içme zamanı) sözleriyle, bir kadeh kaldırırken görüyoruz.

Previous slide
Next slide

Ancak bu kadeh çivi ve kırık camla doluydu…

Açık bir şekilde bu da Michelin lastiklerinin ne kadar sağlam ve dayanıklı olduğunu vurgulayarak,

Müşterilerine kolay kolay delinmeyeceği mesajını veriyordu.

Bir İkonun Dönüşümü

Çoğu insan gibi Michelin Adam da hayatın farklı evrelerinden geçmiş ve evrimleşmiştir.

İlk günlerde Bibendum bir gladyatör, kick boksçu, İtalyan pazarında çapkın ve fiyakalı bir dansçı,

Hatta,

Bira ve puro içerek gündelik zevklerin peşinde koşan çapkın bir erkek olarak ün saldı.

Bibendum, çıkış döneminde maddi gücü yüksek olan, üst sosyo-ekonomik sınıfa hitap ediyordu,

Açıkçası,

O dönemin fotoğrafını gözlerinizin önüne getirdiğinizde, bir araba alması mümkün olan hedef kitleye terzi işi nokta vuruş yaptığı kesin…

Ancak zamanla, Bibendum kendisini ve hedef kitlesini Michelin Adam olarak tazelemeyi tercih eder.

Çünkü,

Yirminci yüzyılın başlarından kalma posterlerin çoğunda Michelin Adam biraz uğursuz, hantal, gözlüklü, şampanya içen ve sürekli olarak puro çiğneyen nikotin bağımlısı bir figürdür.

Sonuç olarak,

Bu durum, çizginin dışındaki karakterin bir süre “yol sarhoşu” olarak anılmasına yol açar.

Zaten marjinal Bibendum, ilk segment zengin müşteri grubu için görevini ziyadesiyle tamamlamıştır.

Michelin Adam Kendine Çeki Düzen Veriyor

Hem hedef kitlenin genişlemesi,

Hem de araba ile ilgili kritik güvenlik önemine sahip olan bir ürüne yanlış bir imaj yapıştırmamak için değişiklik gerekiyordu.

Bu noktada takvimler 1920′leri gösterirken cesur Michelin Adam daha rafine ve aile dostu bir görüntü alır. 

michelin adam - bibendum

Alkolü ve puroyu bırakır,

Hatta spor yapmaya başlar.

Birkaç reklamda lastikleri frizbi gibi rastgele fırlatırken, zaman zaman koşar ve dahi bisiklete biner.

Artık epeyce bir kilo vermiş,

Ve,

Her zamankinden daha kaslı görünüyordu.

Ek olarak gözlükler, şimdiki versiyonda gördüğümüz iri gözlere dönüşür…

Michelin Adam Neden Beyaz Renktedir?

Beynimize siyah renkte kazınmış araba lastikleri için yaratılan ikonlaşmış bir maskotun neden beyaz renkte olduğunu hiç düşündünüz mü?

Sonuç itibarıyla temsil ettiği ürün ile aynı renkte olması daha güçlü bir çağrışıma neden olmaz mıydı?

Previous slide
Next slide

Aslında durum tam olarak da öyle dizayn edilmiş;

İşin doğrusu,

Araba lastikleri 1912 yılına kadar ya gri-beyaz ya da hafif yarı saydam bej bir renk tonunda üretiliyormuş,

Çünkü kauçuğun doğal rengi süt beyazdır.

Daha sonradan kauçuk formülüne koruyucu ve güçlendirici olarak karbon eklenince lastikler siyah renk almış.

Michelin Adam bu nedenle beyazdır!!!

Michelin Adam Hayatı Kolaylaştıracak Katma Değerler Üretiyor

Gözlerinizi kapatın ve bir an için 1900’lerin başında olduğunuzu,

Ve,

Michelin lastiklerinin satış ve pazarlamasından sorumlu olduğunuzu hayal edin.

Fransa yollarında toplam olarak 3.000’den daha az araba var,

Az araba,

Doğal olarak daha az lastik ihtiyacı demek!!!

Michelin kardeşler de aynı dertten muzdarip olsa gerek ki,

Arabalara ve buna bağlı olarak da araba lastiklerine olan talebi artırmak için Fransız sürücülere bir kılavuz niteliğinde olan Michelin Rehberi’ni hazırladılar.

Michelin Yeşil Rehber’de Fransa genelinde haritalar, lastik onarım ve değiştirme talimatları, araba tamircilerinin adresleri, restoranlar, oteller ve benzin istasyonları gibi sürücüler için daha önceden bir araya getirilmemiş faydalı bilgiler yer aldı.

Ek olarak,

Harita üzerinde “görülmeye değer“, “dolambaçlı yoldan gitmeye değer” ve “ilginç” yerler olarak işaretli üç yıldızlı bir kodlama sistemi vardır.

Bu sırada,

Yolculuklarınızda size ve sevdiklerinize eşlik edecek,

Ve dahi koruyacak olan Michelin Adam idi pek tabii ki…

Sürdürülebilir Hizmet Anlayışı

İlk versiyon Yeşil Rehberi, restoranların belirli kategorilere göre listelendiği Kırmızı Rehber izledi.

Çünkü,

Michelin kardeşler hizmetlerinin yansımasını kesintisiz olarak sorguluyor,

Ve,

Ticari stratejilerine yön verirken müşteri geri bildirimlerini ciddiye ve dikkate alıyorlardı.

Michelin Kırmızı Rehber

Özelleşmiş bir Kırmızı Rehber oluşturma fikri de, restoran bölümünün artan popülaritesini fark etmeleri üzerine doğmuştu zaten…

Hatta çıtayı daha da yükselterek,

Öneri ve tavsiyelerinin tutarlılığını ölçümlemek için rehberde yer alan restoranları ziyaret edecek ve inceleyecek bir anonim teftiş ekibi kurdular.

Michelin Adam Önerileri...

Rehber, bir sonraki adım olarak 1926′ da kaliteli yemek mekanları için yıldızları ödüllendirmeye başladı.

Başlangıçta sadece bir yıldız ödüllendiriliyor iken,

Daha sonra 1931′ de sıfır, bir, iki ve üç yıldız hiyerarşisi uygulandı.

Sonunda,

1936 yılında bugün hala geçerli olan yıldızlı sıralama kriterleri devreye girdi.

Daha geniş bir müşteri kitlesine hitap etmek için 1955’ten beri,  “Bib (Bibendum) Gourmand” olarak adlandırılan bir özellik olan “ılımlı fiyatlarla son derece iyi yemek” sunan restoranları da içeriyor,

Ve,

Ödüller veriyor. . 

Günümüzde Michelin Adamı, Michelin Star’ dan farklı olarak Bib Gourmand markası altında lüks restoranlardan lokal köy barlarına kadar, yediden yetmişe herkese ve her bütçeye bir şeyler mevcut. 

Hatta kişiye özel öneri konusunda o kadar hassas davranıyorlar ki, 

Michelin Adamı değerlendirmesi için fiyat limiti, lokal dinamikler ve yaşam maliyetine bağlı olarak ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor.

Bib Gourmand restoranlarının ortak özelliği bilindik, yemesi kolay ve pişirmeye meraklıysanız çoğu zaman evinizde de yapabileceğiniz basit pişirme tarzı ile sunulan lezzetli önerilerde bulunmaktadır.

Firma açıklamasında Michelin Star kadar yaygın bilinmiyor olsa da, bir Bib restoranının makul bir fiyata çok iyi yemek yenilebileceği için “müşterilerinde bir memnuniyet duygusu bırakmayı” amaçladığı belirtiliyor.

Michelin Adam Gibi Görünmek

“Michelin Adam gibi görünmek” ifadesini genellikle kat kat kalın kış kıyafetleri giyen,

Sonuç olarak da,

Aşırı kilolu bir görüntü ortaya çıktığında kullanılırız.

Ancak,

Bu kaba sadeliğin birçok sanatsal zihne ilham verdiği de bir gerçek…

Örneğin, Michelin Adam görüntüsünde mobilya modası dahi var.

bibendum koltuk

Stilist Eileen Gray, Bibendum sandalye olarak bilinen peluş, rahat bir koltuk üretti.

İlk sandalye, Fransız şapka tasarımcısı Madame Mathieu Lévy için tasarlanmış.

İlginç olarak,

Ancak bu sandalye Eileen Gray’in dört uzun yılını alır ve ancak 1921’de tamamlanır.

Onu farklı kılan şeyin ise Bibendum Sandalyenin kendi sınıfı içerisinde “daha önce görülen hiçbir şeye benzemiyor olması” olarak belirtiliyor,

Ve,

Orijinalliği o zamanlar için oldukça şaşırtıcı ve bir o kadar da etkileyici bulunmuş.

Bibendum Sandalye, bugün hala modern her ortama uyan en farklı mobilya tasarımlarından biri olarak kabul ediliyor.

Yani,

Tüm klasik tasarımlar gibi, Bibendum Sandalye de zamansız ve mekansız olarak kabul edilmektedir.

Bu esnada,

İlk orjinal Bibendum Sandalyenin akıbetini merak ettim ve araştırdım…

Jacques De Vos’ un özel koleksiyonundan 11 Aralık 2020 tarihinde 687.500 USD’ ye alıcı bulmuş.

Günümüzde Durum

Uzun ömrü boyunca Michelin Adam konseptinin aldığı o kadar çok ödül ve paye var ki, sıralamaya kalksak başlı başına bir yazı konusu olur.

Advertising Week tarafından “Milenyum İkon Ödülü” ne layık görülen Michelin Adamı, dünya çapındaki Reputation Institute sıralamasında firmasını 11. sıraya taşımada çok önemli bir rol oynadı.

michelin adam - bibendum

Bugün, “Michelin Adam dünyanın en tanınmış marka elçilerinden biridir” iddiasında bulunmak hiç de abartılı bir ifade olmaz,

Ve,

Yüz yıldan fazla bir süredir dünyanın her köşesinde, bu değeri istikrarlı bir şekilde taşıyor olmak elde edilmesi hiç de kolay olmayan bir başarıdır.

Asırlık başarının sırrı ise,

Michelin markasının özüne,

Servis ve hizmet kalitesine,

Ve dahi,

Nihayetinde bu kadar uzun süre boyunca kesintisiz olarak devam eden müşteriyi yaptığı işin odağına koyarak, müşterinin ihtiyaç ve beklentilerinde bir paydaş ve bir çözüm ortağı olmayı amaçlayan dahiyane bir marka stratejisine dayanıyor.

Bu bir Matthew Etkisidir esasen…

Bir başka deyişle, ormandaki en uzun meşeyi en uzun yapan nedir?

Yalnızca en dayanıklı meşe palamudundan büyümüş olması değil,

Aynı zamanda,

Diğer ağaçların güneş ışığını kesmemiş olması,

Çevresindeki toprağın derin ve zengin olmasıdır…

Sözün kısacası,

Bir Michelin Adam kolay olunmuyor.

Ve,

Şüphesiz bu asırlık çınardan, hepimizin çıkaracağı bir ders ve alacağı bir ilham olsa gerek!!!

Bu yazıyı paylaşabilirisiniz:
PaylaşıYorum'dan Haberiniz Olsun...

Yolculuğumda benimle yarenlik etmek ve yeni paylaşımlarımdan haberdar olmak isterseniz beni takip edebilirsiniz

Diğer 66 bin aboneye katılın

İlgili Yazılar:

PaylaşıYorum'dan Son Yazılar:

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top